10 Ocak 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 154. maddesinin 1. fıkrası “Tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve şartları” başlığı altında “Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme tüm sınai haklara ilişkin olup, menfaati olan herkes sicilde kayıtlı sınai mülkiyet hakkı sahibine/sahiplerine karşı dava açarak fiillerinin sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespitini talep edilebilecektir. İşbu davanın menfaati olan kişi tarafından açılıp açılmadığı hususu dava şartı olarak kabul edildiğinden mahkemelerce re’ sen değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte, bahse konu dava açılmadan önce sınai mülkiyet hakkı sahibine gönderilecek ihtarname ile mezkûr girişimlerin hak ihlali teşkil edip etmediğine ilişkin görüşleri talep edilebilmektedir. Bu hak mülga 551 sayılı KHK’nın 149. maddesindeki düzenlemenin aksine dava açacak kişinin inisiyatifine bırakılmıştır. Bu talep ile ilgili olarak hak sahibi tarafından bir ay içerisinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın olumsuz olması halinde menfaat sahibi tarafından bahis konusu dava açılabilir.
Ancak, yukarıda yer verdiğimiz yasal düzenleme de belirtildiği üzere, bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamayacaktır. Diğer bir ifade ile, bu davanın açılabilmesi için davaya açacak kişi aleyhine ihlalden kaynaklı herhangi bir davanın açılmamış olması gerekmektedir. Ayrıca, bu dava aleyhine ihlalden kaynaklı aleyhine dava açılmış kişi tarafından karşı dava olarak da açılamayacaktır.
Pek bu dava hangi davalarla birlikte açılabilir? Menfi tespit davası açan kişi dava konusu marka, tasarım, patent veya /faydalı modele karşı hükümsüzlük davası açabilecektir. Zira her iki dava açısından değerlendirilecek olan hususlar, uyuşmazlık konusu birbirinden tamamıyla farklıdır. Hükümsüzlük davasının sonucunda dava konusu marka, tasarım, patent veya faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde söz konusu hak baştan itibaren geçersiz kabul edilecektir. Dolayısıyla, menfi tespit davası ikame eden kişi dava konu sınai hak ile ilgili aynı zamanda hükümsüzlük davası açmış ise mezkûr tespit davasında hükümsüzlük davasının sonucunun beklenilmesine karar verilebilecektir.
Ancak, 6769 sayılı SMK’ nın 154. madde ile getirilen düzenlemede yer alan; “Mahkeme, 99uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” cümlesi, tecavüzün olmadığının tespitine ilişkin davanın, patentler yönünden, itiraza uğramış bir patent söz konusu ise de açılabileceğini, ancak kararın, patentin verilmesine ilişkin kararın yayınlanmasından önce verilemeyeceğini; faydalı modeller yönünden ise başvuru aşamasında iken de tecavüzün olmadığına ilişkin davanın açılabileceğini, ancak, kararın, faydalı modelin verildiğinin ya da reddedildiğinin ilgili bültende yayınlanmasından önce verilemeyeceğini ifade etmektedir.
6769 sayılı SMK’ nın 154. maddesinin 4. fıkrası “Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikincifıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” şeklindedir. İşbu madde de atıf yapılan maddelerdeki düzenlenmeler aşağıdaki gibidir.
6769 sayılı SMK’ nın 99. maddesinin 3. fıkrası; “İtiraz yapılmaması veya itirazın yapılmamış sayılması durumunda, patentin verilmesi hakkındaki karar kesinleşir ve nihai karar Bültende yayımlanır.”
6769 sayılı SMK’ nın 99. maddesinin 7. fıkrası; “İtiraz sonucunda verilen nihai karar Bültende yayımlanır. Beşinci ve altıncı fıkra uyarınca patentin değiştirilmiş hâliyle devamına karar verilmesi durumunda, patentin değiştirilmiş hâli Bültende yayımlanır.”
6769 sayılı SMK’ nın 143. maddesinin 10. fıkrası; “Kurum yaptığı değerlendirme sonucunda faydalı model verilmesine karar verirse bu karar başvuru sahibine bildirilir, karar ve faydalı model Bültende yayımlanır. Yapılan değerlendirme sonucunda faydalı modelin verilebilmesi için değişiklik yapılmasının gerekli olduğu durumda bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde değişikliklerin yapılması istenir. Yapılan değişikliklerin kabul edilmesi hâlinde faydalı model verilmesine karar verilir, bu durum başvuru sahibine bildirilir, bu karar ve faydalı model Bültende yayımlanır. Değişikliklerin yapılmaması veya yapılan değişikliklerin Kurum tarafından kabul edilmemesi hâlinde başvuru geri çekilmiş sayılır, bu karar başvuru sahibine bildirilir ve Bültende yayımlanır. Faydalı modelin verilmesine ilişkin yayımdan sonra talep edilmesi ve belge düzenleme ücretinin ödenmesi hâlinde, düzenlenen belge faydalı model sahibine verilir.”
6769 sayılı SMK’ nın 143. maddesinin 12. fıkrası; “Kurum yaptığı değerlendirme sonucunda başvurunun ve buna ilişkin buluşun bu Kanun hükümlerine uygun olmadığına karar verirse başvuru reddedilir, bu karar başvuru sahibine bildirilir ve Bültende yayımlanır. Bu karara karşı, 100 üncü maddeye göre itiraz edilebilir.”
Yukarıda yer verdiğimiz yasal düzenlemeler uyarınca, tecavüzün olmadığına ilişkin tespit davası için patentin/faydalı modelin koruma kapsamı net olarak belirli olmadan dava açılabilmektedir. Ancak, bu durumda mahkemece karar verilebilmesi dava konusu patentin koruma kapsamının nihai olarak belirli olması ile mümkündür. Dolayısıyla, mahkemece bu husus bekletici mesele yapılabilecektir.
Netice itibariyle, 6769 sayılı SMK’ daki düzenlemeler ile dava konusu patentin kapsamı belirlenmeden, patent/faydalı model sahibine bildirim yapılmasına gerek olmaksızın tecavüzün olmadığı davası menfaat sahibi kişilerce ikame edilebilecektir. Bunun yanı sıra bu davayı açacak kişiler aynı patent/faydalı model ile ilgili olarak hükümsüzlük davasını da yetkili mahkemede açabileceklerdir.
Av. Neslihan Güner
Marka &Patent Vekili